Cavusun Gunlugunden, 19 Mart 2008
Yalnizlikla paylastigim uzun subatin ardi sira baharin sozde gunesi kendini gosterdi nihayet. Sirali ladinler arasindan sizan huzmelerle isitti icimizi. Son demlerini yasayan kuzey ruzgarlari yerini tanridan mevsimlik izin alabilen sabah meltemlerine birakti. Sandalyede mutemadi esas durus arifesindeki yazarin satirlari dile gelekala bal oldu seker oldu demli bir caya. Ve caycinin etkisiyle elazig rengindeki bu caglayan kul oldu volkan oldu akti bogazimdan. Demden koy muhabbetle gecen kisin dusundukce icimi titreten karasal sogugu Ankara'yi terketme hazirliklari yapadursun, sagi solu belirsiz marttan da arkadas olmazmis yenice anladim.
Iklimde durum boyle iste, aklimda ise Taranci'dan iki dize; "Her mihnet kabulum yeter ki, Gun eksilmesin penceremden..." Yasananlarin farki kimin umrunda. Gun hep ayni gun, dun de olsa yarin da, kis da olsa bahar da.
DieArt
13 years ago
No comments:
Post a Comment